15 Temmuz saat 10.00 havada ihanet kokusu var.Hainler milletin tanklarıyla milletin köprüsünü kesiyor.Ben olaya yakın sokaktayım o ihanet kokan İstanbul sokaklarında.Gülüyorum,oynuyorum ve aynı zamanda çayımı yudumluyorum.Ama havada bir koku var keyfimi kaçıran.Ne televizyonla alakam var ne telefonla,ihtiyacım yok buna ben mutluyum çünkü o ihanet kokan sokaklarda.Bir araba yanaştı yanıma eniştemle konuştu adam kokunun kaynağından geliyormuş,o ihanet kaynağından,o bu milletin geleceğini karartmaya çalışanların kölelerinin kaynağından yani kimi şuçlu olup kimi suçsuz olan köprüyü kesen askerlerin yanından eve girdim sokaktan korkuyla bir tarafıma baktım endişe bir tarafıma baktım cesaret ben endişeliyim ve korkuyorum sebebi ne ne köprü kesilmesi nede askerin bizi öldümesi endişem“ ÖZGÜRLÜK “endişem” DEVLET ”endişem” BAYRAK “ve başbakan açıklama yaptı kalkışma var diye içime bir endişe daha düştü“ GELECEK “sebebi okulum,hayatım ve hayatlarımız tek ben deil,tek ailem deil ,tüm milletin hayatı 82 milyonun hayatıydı.Sabaha kadar uyumadım hemde gözümü kırpmadan ve saat 05.30 evdeki herkes uyudu bir ben uyumadım,uyuyamadım içimde kuşku,endişe,korku daha doğrusu tüm duygular var anlıyacağınız duygularım karmakarışık sebebi ise üç beş soysuzun güya darbesi,güya davası,güya emre sadıklığı bir anda camlar titredi herkes uyandı kalleşlerin milletin uçaklarıyla kaçışları duyuldu ve saat 06.30-07.00 suları iki köprüde kullanılır hale geldi ama millet hala şoktaydı ve gün hesap sorma günüydü.
Bedirhan Meydan
26 Aralık 2016 Pazartesi
25 Aralık 2016 Pazar
Japon Leyko Hanım'ın Hikayesi

-Nasıl bir ortamda büyüdünüz? Bize
ailenizden ve çevrenizden bahseder misiz?
Hiroşima'da
büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist'ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli
vardı ve Buda'nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel
günlerde de evimizdeki Buda Heykeli için törenler düzenler, ona çeşit
çeşit tatlılar, meyveler ve yemekler ikram ederdik. Buda'nın yaşayan
ruhunun ikram ettiğimiz yiyecekleri yediğine inanırdık. Bir gün
geçtikten sonra da annem Buda'ya ikram ettiğimiz yemekleri bu sefer
bize yedirirdi. Özellikle liseye başladığım yıllar Buda için evde
yapılan törenlere katılmamaya, Buda'ya ibadet etmemeye başladım.
“KALBİM BUDA'YI İSTEMİYORDU”
-Niçin? Buda'nın neyi sizi rahatsız ediyordu?
Kalbim istemiyordu. Buda'ya secde etmeye başladığım andan itibaren
içimde büyük bir acı hissediyordum ve kalbim patlayacak gibi yanmaya
başlıyordu. Sanırım fıtratım Buda'ya ibadet etmemi kabul etmiyordu.
Hatta annem bu durumumu fark edince, benim Buda'nın ruhunun azabına
uğradığımı düşünmeye başladı.
-Lise yıllarınızda İslam ve Müslümanlar hakkında ne düşünüyordunuz?
İslam hakkında çok fazla bir şey bilmiyordum. Sadece okul
kitaplarında diğer dinler hakkında olduğu gibi İslam'la ilgili de kısa
bilgiler vardı. Bir de televizyonda İslam Ülkeleriyle ilgili birkaç
belgesel seyretmiştim. İslam hakkında zihnimde net bilgiler yoktu,
fakat her Japon gibi ben de Buda'ya inanmadıkları için Müslümanların
sapkın kafirler olduklarını düşünüyordum.
-Daha sonra ne oldu? Müslüman olma serüveninizi dinleyebilir miyiz?
Liseyi
bitirdikten sonra Tokyo'ya gittim ve Tokyo'da bir elbise şirketinde
çalışmaya başladım. Tokyo'da bulunduğum yıllar zihnim sorularla dolmaya
başladı. Sabahlara kadar düşünüyordum ve kendi kendime sorularıma
cevaplar arıyordum.
“JAPON TOPLUMU TIPKI BİR MAKİNA GİBİ”
-Ne tür sorular?
Ben doğmadan önce 3 kardeşim aralıklarla annemin karnında ölmüşler.
Kendi kendime; “Niçin kardeşlerim dünyaya gelmeden öldüler ve ben niçin
dünyaya geldim” diye soruyordum. Ayrıca bu dünyada niçin yaşadığımı,
ölünce nereye gideceğimi, hayatın anlamının ve hakikatin ne olduğunu
merak ediyordum. Budizimden iyice uzaklaşmıştım; çünkü Budizmin
felsefesi ve Buda için yapılan ibadetler bana çok saçma geliyordu. Bu
arada Japon Toplumunun yaşamını da sorgulamaya başladım. İnsanlar
sürekli çalışıyorlardı ve makinelerden pek fazla farkları yoktu. Bu
insanlar dünyaya sadece çalışmak için mi gelmişlerdi. Bir çok soru
soruyordum; fakat bu sorulara cevap bulamıyordum. İyice bunalıma
girmiştim. Bu nedenle yaz gelince iznimi kullanmak için şirketten
ayrıldım. Seyahat etmenin bana iyi gelebileceğini düşündüm. Şirketteki
arkadaşlarımın bir çoğu tatillerini geçirmek için Amerika veya Fransa
gibi meşhur Batı ülkelerine gitme kararı almışlardı. Bu tercih bana çok
cazip gelmedi. İnternette araştırma yaparken Suriye ve Ürdün dikkatimi
çekti. Arap ülkeleri Japonya'da pek fazla bilinmiyordu. Benim içimde de
Arap ülkelerine karşı uzun zamandır merak vardı. Bu nedenle bir tur
şirketiyle Ürdün ve Suriye'yi ziyaret etme kararı aldım.
“ARAPÇA HATLAR BENİ ÇOK ETKİLEDİ”
Ürdün'de 3 gün kaldıktan sonra Suriye'ye geçtik. Suriye'yi gezmeye
ilk olarak Emevi Camii'nden başlayacaktık. Emevi Camii'ne girdikten
birkaç dakika sonra ezan okunmaya başladı. Ezanı dinledikçe kalbime
huzur dolmaya başladı. Caminin avlusunda bir köşeye oturup ezanı bitene
kadar dinledim ve daha sonra da camiyi gezmeye başladım. Çocukluğumdan
beri sanatla uğraşan biriydim. Hatta kendime ait bazı sanatsal
çalışmalarım da vardı. Camiyi gezerken Arapça yazılmış hat yazıları
dikkatimi çekti. Hayatımda bu kadar muhteşem bir sanat eseri
görmemiştim. Yazıları anlamıyordum; fakat yazılardaki sanatsal yön beni
aşırı derecede etkiledi. Emevi Camii'nde şimdiye kadar hiçbir mekanda
hissetmediğim bir huzur vardı ve hatları incelerken ruhumdaki bu huzur
daha da artıyordu. Arapça yazılara hayran kalmıştım, bu nedenle
Japonya'ya döner dönmez Arapça'yı ve Arapça yazmayı öğrenmek için bir
kursa başladım. Arapça İslam'la ilgili yeni bilgiler öğrenmemi de
sağlıyordu ve İslam'a olan ilgim her geçen gün daha da artmaya başladı.
1 sene böyle geçti ve daha sonraki yaz tatilimde de Türkiye'ye gittim.
İstanbul,Bursa, Kayseri ve Konya'yı gezdim. Bu gezim esnasında sürekli
olarak camileri ziyaret etmek istiyordum. Camileri her ziyaret edişimde
ruhum size anlatmakta zorlanacağım derecede huzura eriyordu. Özellikle
Konya ve Kayseri'de insanlar bize çok iyi davrandılar. Türk Kadınları
bizi evlerine davet edip yemek ikram ettiler. Bu durum bana çok garip
geldi. Çünkü Japonya'da insanlar tanımadıkları yabancıları evlerine
kesinlikle davet etmezler. Türklerin bu sıcak tavırları İslam'a olan
ilgimi daha da arttırdı. Türkiye'den Japonya'ya döndükten birkaç gün
sonra da Kur-an'ın tercümesini okumaya başladım. Kur'an zihnimdeki
bütün sorulara cevap veriyordu. Bana hayatın manasını öğretiyor ve
dünyada nasıl yaşamam gerektiğini anlatıyordu. Özellikle dünyanın
yaratılması ve kainatın işleyişiyle ilgili ayetlerden çok etkilendim.
Kur'an okudukça Allah 'ın büyüklüğünü daha da iyi kavrıyordum ve
yaratıcı karşısındaki konumumu fark ediyordum. 2 hafta içinde Kur-an'ın
Japonca tercümesini baştan sona bitirdim.
Ağustos 2006
KAYNAKLAR
Cennete Otostop(Adem ÖZKÖSE)
24 Aralık 2016 Cumartesi
Makam Çeşitleri (Kuran-ı Kerim)
Makamlar المقامات
Bayati مقام البيات
Hem kolay hem de zor bir makamdır. Derin bir deniz gibi sessiz ve sakindir. Huşu vermesi ve ruhaniyet temel karakteridir. Okuyuşa onunla başlanır onunla bitirilir. Kalbi celbeden yakalayan bir makamdır. insanı Allah ın ayetlerinin manası ve apaçık kanıtlar üzerinde derin düşünmeye sevkeder.
Rast مقام الرست
Fars kökenli bir kelime olan rast istikamet manasına gelir.Bu makamın güzellik , olağanüstülük ve istikamet temel karakteridir. Medineyi müvevvere ve haremi şerifteki birçok imam bu makamı kullanır. Bu makam ahkam ve kıssa ayetlerinin tilavetinde tercih edilmesi faziletlidir. Bir çok kari bayati ten sonra okumaya direk rast ile başlar. Bu iki anlama gelir. Tilavete rastla başlayabilirsin.Yada bayatiden sonra rast ile devam edebilirsin.Makamlar içerisinde en güzel ve faziletlilerinden biridir.
Nihavend: مقام النهاوند
Bu makamın duygu , incelik ve hassasiyet ,temel karakteridir.Muzikal skalanın ( makam dizisi) başından başlar ,en yukarı çıkar sonra derece derece aşağı iner. Bu makam içinde çok canlı iniş ve çıkışlar yapılabilr.Bu makam huşuya ve tefekküre sevk eden en güçlü makamdır.
Sika مقام السيكا
Bu makamın ağırlık , sukunet temel karakteridir.Kalbin derinliklerine girer ve yakalr. ve Kuran ahkamını anlamada geniş ufuklar açar..munsewi bu makamı kullanan karilerin meşhurlarındandır.
Saba مقام الصبا
Saba makamının akıcı ruhani yönü , duygusallık ve incelik temel karakteridir. Okuyuşun Ayetlerle etkileşimini karar ve cavab perdelerini kullanarak ifade edebileceğiniz en iyi makamlardan biridir. Bu yüzden kariler ruhani ayetleri ve kıyamet günü dehştlerini anlatan ayetleri okurken saba kullanırlar.
Hicaz: مقام الحجاز
Hicaz makamı arap kökenli bir makamdır.Kuranda ruhaniyet ve teslimiyet bu en iyi bu makamla ifade edilir.Hüzünlü ayetler onunla okunur ve kıyamet manzaraları tasvir edilirken bu makam tercih edilir.
Bayati مقام البيات
Hem kolay hem de zor bir makamdır. Derin bir deniz gibi sessiz ve sakindir. Huşu vermesi ve ruhaniyet temel karakteridir. Okuyuşa onunla başlanır onunla bitirilir. Kalbi celbeden yakalayan bir makamdır. insanı Allah ın ayetlerinin manası ve apaçık kanıtlar üzerinde derin düşünmeye sevkeder.
Rast مقام الرست
Fars kökenli bir kelime olan rast istikamet manasına gelir.Bu makamın güzellik , olağanüstülük ve istikamet temel karakteridir. Medineyi müvevvere ve haremi şerifteki birçok imam bu makamı kullanır. Bu makam ahkam ve kıssa ayetlerinin tilavetinde tercih edilmesi faziletlidir. Bir çok kari bayati ten sonra okumaya direk rast ile başlar. Bu iki anlama gelir. Tilavete rastla başlayabilirsin.Yada bayatiden sonra rast ile devam edebilirsin.Makamlar içerisinde en güzel ve faziletlilerinden biridir.
Nihavend: مقام النهاوند
Bu makamın duygu , incelik ve hassasiyet ,temel karakteridir.Muzikal skalanın ( makam dizisi) başından başlar ,en yukarı çıkar sonra derece derece aşağı iner. Bu makam içinde çok canlı iniş ve çıkışlar yapılabilr.Bu makam huşuya ve tefekküre sevk eden en güçlü makamdır.
Sika مقام السيكا
Bu makamın ağırlık , sukunet temel karakteridir.Kalbin derinliklerine girer ve yakalr. ve Kuran ahkamını anlamada geniş ufuklar açar..munsewi bu makamı kullanan karilerin meşhurlarındandır.
Saba مقام الصبا
Saba makamının akıcı ruhani yönü , duygusallık ve incelik temel karakteridir. Okuyuşun Ayetlerle etkileşimini karar ve cavab perdelerini kullanarak ifade edebileceğiniz en iyi makamlardan biridir. Bu yüzden kariler ruhani ayetleri ve kıyamet günü dehştlerini anlatan ayetleri okurken saba kullanırlar.
Hicaz: مقام الحجاز
Hicaz makamı arap kökenli bir makamdır.Kuranda ruhaniyet ve teslimiyet bu en iyi bu makamla ifade edilir.Hüzünlü ayetler onunla okunur ve kıyamet manzaraları tasvir edilirken bu makam tercih edilir.
Alıntıdır.
Kuran-ı Kerim'i Makamlı Okumak Caizmidir
Kuran-ı Kerim okurken sesimizi güzelleştirmek gerekir,Kuran-ı Kerim'i makamlı ve tecvidli okunur,Peygamberimiz(S.A.V.) bir başka sahabiden Kuran-ı Kerim okumasını ve Kuran-ı Kerim'i ondan dinlemeyi sevdiğini biliyoruz.
Kardeşim birde şu var kuranı teğanniyle okumak yani şarkı gibi okumak bu doğru olmayanıdır.Caiz olmayan şekli, harflerin mahreçlerini ve tecvid kaidelerini bozarak yapılan bir okuyuş şeklidir.
Sa'd (r.a.) bu hususta Resûlullahın (S.A.V.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Şüphesiz bu Kur'ân tesirli olarak inmiştir. Onu okuduğunuzda ağlayınız. Şayet ağlayamazsanız, ağlamaya çalışınız. Onu okurken sesinizi güzelleştirmeye de gayret ediniz. Kim Kur'ân'ı teganni ederek (güzel sesle okumaya gayret etmezse) bizden değildir."(1)
Bütün âlimlerin ittifak ettiği husus, Kur'ân-ı Kerimi güzel sesle okumanın müstehab olduğudur. Okuyanın sesi güzel değilse, elinden geldiği kadar fıtrî bir şekilde sesini güzelleştirmeye çalışmalıdır.İmâm Mâlik ve bir kısım âlimlere göre, Kur'ân-ı Kerimi huşû ile, mânâsını düşünerek ve kalbi mahzun edecek, gözleri yaşartacak şekilde okumak gerekir. Çünkü Resulullah Efendimiz (S.A.V.) bir hadis-i şerifte Kur'ân-ı Kerim'i huşû ile kalbe tesir edecek şekilde okumanın ehemmiyetine dikkati çekerek şöyle buyururlar: "Kur'ân-ı Kerim'i okuyanın sesini işittiğinizde, kendisinin Allah'tan korktuğu kanaatine vardığınız adam, şüphesiz Kur'ân'ı en güzel sesle okuyanlardandır." (2)
Netice olarak: Kur'ân-ı Kerim'i güzel bir sesle, güzel bir şekilde okumak menduptur, diyebiliriz. Tecvid kaideleri dışına taşmadıkça nağme ile okunmasında bir mahzur yoktur. Ancak tecvid kaidelerinin dışına çıkılarak, harflerin mahreçlerine riayet edilmeden nağmelerle fazla uzatmak, harfleri eksik veya fazla yaparak okumak caiz değildir. Bu hususta ittifak vardır. Böyle kimseler Kur'ân'ın lânetinden çekinmeli, onun okuma âdâbına riayet etmelidirler.
Kaynaklar
1. İbn-i Mâce, İkame: 176
Bu konuyla alakalı Müzzemmil Süresi 73/4 ' de Kuran-ı Kerim ' i tertil içinde ağır ağır okumamız istenmiştir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)